Wednesday 18 November 2009

No woman, no cry (!)


"I am my own woman"- Eva Peron

Bugun bir uzayli, dunyamiza inse ve biraz televizyon izlese, zanneder ki dunyayi kadinlar yonetiyor. Oyle ki her programda kadinlar, gerek sunucu gerek izleyici/yorumcu olarak yer almakta. Fakat bunu izlerken aklindan bir soru gecmeli: erkekler nerede? Nerede olacaklar, dunya duzeni (veya duzensizligi) icin calismaktalar!!! Endustri devrimiyle beraber erkekler fabrikalarda calismaya baslamislardi, ve ekonomik duzenin oturtulmasi esnasinda aktif olarak soz sahibiydi erkek egemen isgucu. Fakat II. Dunya Savasi esnasinda cepheye giden erkekler nedeniyle olusan isci acigini kapamak icin kadinlar fabrikalarda calismaya, evi, dukkani, sehri cekip cevirmeye baslamislardi. Oyle ki paralar artik kadinlarin ellerine sayiliyor, en azindan mikro ekonomiyi kadinlar yonlendiriyordu. Ancak erkekler savastan geldikten sonra, islerine geri donmek istediler, duzenlerine donmek istediler. Oysa ozgurluge ve hesap vermemeye, kendi isini kendi gormeye alisan, fabrikalarda agir sartlarda da olsa calismaktan gocunmayan kadinlarin elinden ipleri almak zor olacakti. Kadinlari evlerine geri dondurmeliydiler. Bunun icin de televizyonun gucunu kullandilar. Yemek programlari, kadin programlari, kadinlara mutfaktaki mukemmel anne rollerini, dikis diken kocasini bekleyen, ev ekonomisine ancak ve ancak dikis dikerek katkida bulunabilecek cefakar kadin rollerini empoze etmek icin tasarlandi. Daha cok kadini eve baglamak icin kadinlarin fabrikalarda calisma nobet zamanlarina gore yayina sokuldular; sabahlari ve ogleden sonralari. Nitekim erkekler, kendi zihniyetlerini; kadinin yer almasi gereken ikinci sinif toplumsal rolu bicimlendirdiler ve yayina soktular. Reklamlarla, ozendirmelerle, modellerle avladilar. Bugunku kadin programlari, "kadinlari uyutma programlari" zihniyetinin bir parcasi.

Programlarda sunucu veya izleyici olarak yer alan kadinlar farkinda olarak ya da olmayarak, vasat kulturel degerleri gecerli kilmaya yardimci oluyorlar. Beyan edilen gorusler, toplumdaki ogrenim duzeyi yuksek kadinlarin zihinlerinin gerisine atmaya calistiklari ve ekonomik/sosyal ozgurlukleriyle asmaya ugrastiklari, ogrenim duzeyi dusuk kadinlarin ise her gun ailelerinden veya cevrelerinden duyduklari/gordukleri, yasadiklari kafesin parmakliklarini olusturan fikirler. Ornegin bir kizla bir erkegin arkadaslik etmesinin mumkun olmayisi, kizin namusunun lekelenmemesi gerektigi, kadinla bir erkegin nikahsiz halde ayni evde yasayamayacaklari, genc kizlarin ve yasini almis kadinlarin eger baslarinda bir erkek yoksa dikkatli davranmalari gerektigi, dul kadinlarin hayatinin zor olmasi ve insanlarin onlara ancak baska seyler dusunerek bakabilecegi, bir erkegin degisik giyinmesi veya degisik davranmasi halinde onu kadina benzeterek asagilamak, cinsel konular gectiginde utanmamiz gerektigi, evlilige fazla istekli gorunmememiz gerektigi (zira evliligin toplumun bilincaltinda "legal seks" olarak yer almasi), belli bir saatten sonra sokakta kalmanin garip ve bir cok tehlikeyi cagiran bir davranis oldugu...

Bir kadinin toplumda yer almasi, ya cinsiyetsiz oldugu sekilde, ya da asiri cinsi mesajla yuklenmis oldugu sekilde gerceklesebiliyor. Cinsiyetsiz olan kadin, sadece hak savunucusu veya bilirkisi rollerinde var olabilirken, cinsiyetini one cikaran kadin ne yaparsa yapsin daha once ovulen ve istahla izlenen cinsiyeti nedeniyle yerin dibine sokulabiliyor. Bu da cinsiyetin sadece, erkeklerin zevkine hitap ettigi surece ve kadinin varliginin tek amacinin zevk vermek oldugu temin edildikce erkek egemen dunyada guzel bir sey oldugunu gostermekte. Aksi halde, kadin hem cinsiyetiyle hem de baska seyleriyle one ciktigi zaman, yani varliginin amaci erkeklere kimbilir ne gibi bir zorluk cikarmak oldugu zaman, cinsiyeti yuzunden asagilanmakta ve ondan utanmasi saglanmakta. Oysa burda unutulan (veya cok iyi bilinen ve bu nedenle bu sekilde kullanilan) bir sey var, kadin cinselligi, sadece erkege zevk vermek icin var olan birsey degildir. Kadin, kendi icin de suslenip guzellesebilir, erkek icin de suslenip guzellesebilir. Onemli olan aynaya baktiginda kendini iyi hissetmesidir. Onunde etraftan rahatca gorunebilen iki adet meme ile, ve gozden kacmasi mumkun olmayan bir kalca yapisi ile kadin, cinselligi ile beraber yasar. Ve bununla ozgurce yasamak en dogal hakkidir, tipki erkeklerin penislerini gizlemeye gerek duymamasi ve bu nedenle utanmamalari gibi, kadin da varolan gorsel cinselliginden utanmamalidir. Oysa toplum, kadinin cinselligini yeri geldiginde asagilayarak, kadinin kendinden utanmasina neden olur ve kadinlik bilincini yok etme veya mumkun oldugunca azaltmaya calisir. Kadindan, sadece bir erkek tarafindan gosterilmesi istendigi zaman kadinligini ortaya cikarmasini bekler.

Foto- Pablo Picasso ve Brigitte Bardot.

No comments:

Post a Comment

Search This Blog

Followers